Asker Fikralari

Asker fıkraları‘nın anlamları, çoğunlukla askerlikteki disiplin, mizah ve dayanışmayı ele alır. Bu fıkralar genellikle askerlik yaşamına özgü durumları komik ve abartılı bir şekilde işler.

İşte birkaç eğlenceli asker fıkrasi

50 Dolar

Vietnam savasının en kritik günleriydi.
Genç Amerikalı asker memleketteki eşine mektup yazarken itirafta bulunacağı tuttu:
– “ sevgilim, buradaki kadınlar yalnız para için yatıyorlar. Böylesine para canlısı insanlara daha önce hiç rastlamadım.”
Kısa süre sonra eşinden söyle bir cevap geldi:
– “ sevgilim,sakın onlara 50 dolardan fazla para verme,ben burada ancak o kadar alabiliyorum.”


Akilli Er

Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir.
Tren bir tunele girip kompartman karardigi zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK!
diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden ciktıktan sonra yasli kadin “Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi”
diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir.
Genc kiz da “Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki,
bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi “diye dusunmektedir.
Albay ise “Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik”
diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir “Hehe.
Aferin lan bana. elimi öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya…


Arslan Oğlu Arslan

Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tüm bölüge söyle der:– “Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan Oglu Arslan…
Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum” der ve gider.
Aradan haftalar geçer ve Basçavus gelir herkeze adini sorar ve hepsi bilir.
Sira Temel’e gelir. Temel:– “Bi hayvan oglu hayvandi ama haçen tam hatirlayamayrum”


Asker

Adamın biri bir gün askere giderve orda çırıl çıplak fotorafını çektirir alt tarafını azan
karısına üst tarafını kendisini özleyen yarı kör annesine gönderir.Fotoraflar karışır.
3 gün sonra annesi arar.oğlum saçlarını ortadan ikiye ayırınca burnun çok büyük gözüküyo der.


Asker Rüyasi

Bir tatbikat sırasında paraşütçü komandolar uçaktan atlıyorlardı. Atlama sırası gelen en son paraşütçü epey bir vakit geçtiği halde atlamamıştı.
Komutan sinirli bir şekilde “Atlasana oğlum” diye bağırdı.
Paraşütçü “Atlamam komutanım”
Komutan iyice sinirlenmişti “Ne demek atlamam lan sana emrediyorum çabuk atla” deyince, asker;
“Komutanım bırak emretmeyi, öldür yine atlamam.” diye cevap vermişti.
Komutan bakmış olacak gibi değil, rica eder bir tavırla;
“Bak oğlum aşağıda benim komutanlarım var, onlarda benden hesap sorarlar, haydi atlayıverde senni yüzünden benim başım belaya girmesin.”
Asker inadım inat cinsinden,”Atlamam komutanım”
“Peki neden atlamıyorsun evladım, geçerli bir sebebin varmı?”
“Komutanım benim annem çok mübarek bir kadındır, gördüğü bütün rüyalar çıkar. Sabah telefon açtı,
oğlum rüyamda senin paraşütün açılmadığını gördüm sakın atlama dedi, onun için atlamıyorum.” deyince komutan,
“Oğlum inanma böyle şeylere hadi atla gözünü seveyim.” diye yalvarıyordu asker ise kararından vazgeçmiyor
“Atlamam” diye diretiyordu. Ne yapacağını şaşırmış olan komutan çaresizlik içinde,
“Peki oğlum gel paraşütleri değişelim, benimkini sen tak, seninkini ben, o zaman atlarmısın?” diye ümitsizce sordu.
Asker bu teklife olumlu baktı ve kabul etti paraşütleri son sürat değiştirdiler ve delikanlı kendini uçaktan boşluga bıraktı. Paraşütü açıldı ve sakin süzülürken yanından,
-Ananııı!!! diye komutanının feryadı geçip gitmiş, asker komutanının feryadınının sonunu bile duyamamıştı.


Asker Ufuk

bir gün asker ufuk komutan gel bu gün sen sin nö betici sonra
tereüs salsırdı türklere nöbetci emem batrona teroros geldi dsaldırıyorlar


Coğrafya Bilgisi

Bölük komutani Ali okulu nu denetliyordu. Hasan’a sordu:
– Oglum, dünya kac parcadir?
– Bes parcadir komutanim.
– Say bakalim.
– Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya.
– Sen nerelisin?
– Kayseriliyim, komutanim.
– Su haritada Kayseri’yi göster bakalim.
Hasan Kastamonu’yu isaret edince:
– Oglum, orasi Kastamonu.
– Kayseri’nin bir mahallesi sayilir, komutanim.


Evimiz Kapali Kalmadi

hasan ile Mehmet ayni köyden olup ayni birlikte askerlik görevini yapmaktadırlar.
Mehmet memleket izninden dönünce Hasan ailesi hakkında çok bilgi ister,sorar Mehmet’e:
Benim sarı öküz nasıl ?
-Senin öküz dedenden iki gün sonra ölmüş,
-Dedemde mi ölmüş?-Ninenin ölümüne dayanamamış
O da ölmüş,-Ninem demi ölmüş?-Babanın öümüne dayanamamış O da ölmüş,
-Babam da mı ölmüş?-Annenin ölümüne dayanamamış
O da ölmüş,- Annem de mi ölmüş?Karının ölümüne dayanamamış O da ölmüş,
-Yahu karım da mı ölmüş?Çocukların sele kapılıp ölünce O da kahrından ölmüş,
-Vah vah,desene bütün ailem yok oldu,evimiz kapalı kaldı ,deyince Mehmet
-Yok canım o kadar merak etme babanın borcuna karşılık icra memurları kapınızı alıp gitti eviniz açık kaldı,demiş…


Dut De Komutanım

dağ koyluklerinde yaşayan bir genç askere gider aradan zaman geçer ve askerlerin banyo vakti gelir banyo olurken
bizimkinin kocaman aleti takılır arkadaşının gözüne sorar nerde büyüttün la onu oda
tabii anlamaz hatta ne işe yaradığını bile bilmezmiş arkadaşı durumu komutanına anlatır komtanım komtanım
bizim mahoda bi tik var ama garibim ne işe yaradığını bilmiyor der komutan çağır
onu bana der ve maho gelir aç bakalım der ve bizim asker aga açar komtan bakarkı yılan yavrusu gibi der olum neye yarar o?
bilmiyorum kumandanım der bak der iki eline al onu bir düdükle ileri bir düdükle geri yapacaksın der ve başlar
düdük çalmaya düt ileri düt geri düt ileri düt geri bu iş bir müddet devam eder ve asker zevke gelir
tam boşalacağı sırada komutan düdük çalmayı keser ve asker komutana garip garip bakarak düt de komtanıııııııııııııım


Evimiz Kapali Kalmadi

hasan ile Mehmet ayni köyden olup ayni birlikte askerlik görevini yapmaktadırlar.
Mehmet memleket izninden dönünce Hasan ailesi hakkında çok bilgi ister,sorar
Mehmet’e:Benim sarı öküz nasıl ?-Senin öküz dedenden iki gün sonra ölmüş,
-Dedemde mi ölmüş?-Ninenin ölümüne dayanamamış O da ölmüş,-Ninem demi ölmüş?-Babanın öümüne dayanamamış O da ölmüş,-Babam da mı ölmüş?
-Annenin ölümüne dayanamamış O da ölmüş,
– Annem de mi ölmüş?Karının ölümüne dayanamamış O da ölmüş,-Yahu karım da mı ölmüş?
Çocukların sele kapılıp ölünce O da kahrından ölmüş,-Vah vah,desene bütün ailem yok oldu,evimiz kapalı kaldı
deyince Mehmet -Yok canım o kadar merak etme babanın borcuna karşılık icra memurları kapınızı alıp gitti eviniz açık kaldı,demiş…


Felsefe Dersi

birgün felsefe öğretmeni sınıfı yazılı yapıcakmış.ama bu felswefe öğretmeni öyle xzor öyle zor sorular sorarmış ki,
hiç kimse dersin den 5 yada 4 alamazmış.bir gün yine sınıfı yazılı yapmış ama
bir tane soru sormuş bu soruyu cewaplayan 5 alacakmış.öğtetmen bir sandelye alır ve masanın üstüne koyar,
öğrencilere de şu soruyu sorar:
bu sandalyenin burada var olmadığını kanıtlayın.
öğrenciler yine bişe yapamazlar ve boş kağıt verirler.ama bu soru yüzün den tek bir öğrenciye 5 werir.
çocuğun cewabı da şu olmuş:
-hangi sandalyenin……hahahahhahahhah e hadi gülünnnnnnnnnnn


Gelde Gülme

Beykozda çeşmeye su almaya gidiyorum diyerek evden çıkan bir genç kız esenler
otogarında çeşme otobüsüne binerken yakalandı babası döverek hastanelik eden baba bu
kız geçen senede bodruma kömür almaya gidiyorum diyerek
sevgilisiyle bodruma tatile gitmişti ama bu sefer yutturamadı


Genaral

Komutan karargah garajina telefon acar:
Komutan: “Zirrr Zarrr…”
Er:”Aluuu”
Komutan: “Su anda garajda kac tane arac var?”
Er: “Su anda ipne generalin jipinden baska bi moh yokh
Komutan:” Ulan sen kiminle konustugunu bilir musun lan be o generalim!
Er: (mosmor)Yaa oyle mi? Eee peki siz kiminle konustugunuzu biliyor musunuz?
Komutan: “Yooo…”
Er:”O zaman bay bay mina godumun generali! Catt


Güneş Tutulmasi

Albay, binbaşıya
-Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler.
Bende orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi verecegim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz .O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün.
Binbaşı, yüzbaşıya
-Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir.
Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, teğmene
-Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır.
Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa
-Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kiyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak.
Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir.
Basçavuş, askere
-Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim techizat ile hazır olun.
Askerler kendi aralarında
-Yarın sabah bizim basçavus Albayı tutuklayacakmış.


Hasta Dede

Doktor, hasta dedeye: “Sizde şeker var” dedi. Bunu duyan Orhan,
dedesinin üzerine atıldı. -Hiç anlamam .dede! Üstünde arayacağım.


Kahraman Er

Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
– Söyle bakalım nerdensin?
– Maraş’lıyım komutanım.
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
– bir daha söyle bakalım nerdensin?
– Maraş’lıyım komutanım.
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
– ulan sona son defa soruyorum nerelisin?
– Kahramanmaraş’lıyım komutanım.
– Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
– Oğlum sen nerelisin?
– Kahramansinop’luyum komutanım!


Karavana

Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup karar alırlar.
Bir daha saf asker Mehmet’e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet’e açıklarlar.
Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tektek sorar:
-Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?
-Evet. -Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi? -Otlamayacağım.
-Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?
-Yıkattırmayacağım. Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet:
-İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine işemiyeceğim


Komünizm

“Anadolu kasabalarindan birinde jandarmalar bir eve “kitap baskini” yapiyor..
Jandarma timinin basindaki astsubayin dikkatini, duvara civilenmis birkac raftan ibaret kutuphanede bir kitap cekiyor:
“Bir Anti-Komunistin Mucadelesi”
Komutan kitabi eline alip soruyor:
“Bu tur kitaplarin yasak oldugunu bilmiyor musun?”
Evsahibi: “Komutanim, ben anti-komunistim, zaten kitap da oyle.”
Komutan, kulyutmaz bir ifadeyle cevapilyor muhatabin:
“Farketmez, biz komunizmin her turune karsiyiz.”


Namik Kemal

birgün namık kemal yanında bilğiç konuşkan cıraklar yetiştiriyor taş altında kalaçak laf altında kalmayaçak
birgün yanındaki çıraklardan birtanesi hocam izin verirsen hovardalık yapacagım hoca oğlum daha
öğrenmedin öğrendim hocam diyor hocada izin veriyor çoçuk yolda giderken önüne gelen ilk hamile olan bayana yanasip hanfendi afedersiniz
göbekmi ,bebekmi diyor hanım hiç istifini bozmadan arkamdan gelen itmi köpekmi diyor
cocuk afallıyor konuşamıyor namık kemal yanında bitiyor hanfendi bakarmısınız önümde sallanan topmu tüfekmi.


İşin Kolayi

Cephedeki İzlandalıya karısından gelen mektupta şunlar yazılıydı:
“Erkeklerin hepsi askere alındı, yardım edecek tek kişi kalmadı. Bu yıl bahçeyi benim bellemem gerekiyor.”
İzlandalı hemen cevap yazdı:
“Sakın bahçeyi kazma. Silahların hepsi orada gömülü.”
Mektup askeri makamlarca okundu. Bir manga er gelip bahçenin her yerini kazarak silah aradı. Eli boş döndüler…
Cephedeki İzlandalı, ikinci mektubunda şöyle dedi:
” Bahçenin iyice bellenmiş olduğunu sanıyorum. Artık sebzeleri ekebilirsin.”

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver!
Begen Mükemmel Haha Wow Üzücü Bu Ne?
Share