19 Mayis Şiirleri

İşte 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı için yazılmış bazı anlamlı 19 Mayis Şiirler Okuyabilirsiniz.

Şu Sonsuz Koşu

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.

Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.

Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.

Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.

On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Özgürlüğün Başlangıcıydı O Gün ( 19 Mayıs )

O mayıs bin dokuz yüz on dokuz da.
Açmıştı kucağını Anadolu.
On dokuz mayıs sabahında Samsun.
Özgürlüğün başlangıcıydı o gün.

Köhne bir tekne sahile yanaştı.
İçinden inenler ışıklar saçtı.
Aydınlattılar tüm Anavatanı.
Özgürlüğün başlangıcıydı o gün.

Mustafa Kemal’di ışığın başı.
Etrafındakiler onun neferi.
Amasya’sı Sivas’ı Erzurum’u.
Özgürlüğün başlangıcıydı o gün.

Karar vermişti millet kurtuluşa.
Kondu kelleler bu yüce davaya.
Olamayız dedik uşak düşmana.
Özgürlüğün başlangıcıydı o gün.

Yirmi dokuz ekimdir günün sonu.
Cumhuriyettir bunun mükâfatı.
Şehit oldu milyonlar bu uğurda.
Özgürlüğün başlangıcıydı o gün.

renklerde 19 mayıs

Ak 19 Mayıs ak
Mustafa Kemal Samsuna çıkacak
Al 19 Mayıs al
Sivasta Mustafa Kemal
Yeşil 19 Mayıs yeşil
Çimenlerde çocuklar oynaşır

Mavi 19 Mayıs mavi
Ordular hedefimiz uygarlık, ileri
Mor 19 Mayıs mor
Sonrasını anlatmak zor

Sarı 19 Mayıs sarı
10 Kasımda bayraklar yarı
Ak 19 Mayıs ak
Atatürk vatan, Atatürk bayrak

Pembe 19 Mayıs pembe
Atatürk aklım sende

O Geliyor

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !

Nutuk

Vatan boylu boyunca vurulmuş
İki gözü iki çeşme derelerin
Dağlar kapkara yasından
Ovalar tüm kavrulmuş
Düşman kan içinde parmaklarıyla
Ta Kars’a kadar Menderes Ovası’ndan.

– Geldi geçti, ama hatırlanmalı –
Neler çektik o günler milletimle ben
Bir bir yollara düştüler perperişan
Aç susuz ama aşk içinde
Yanmış yıkılmış damları koyup
Sessiz sedasız köylerden.

… İşte böylece efendiler
Aşk istediler verdim
Ateş istediler verdim
Ekmek istediler verdim
– Güldüler, yalan dediler, olmaz dediler –
Uğraştım sonunda en güzel boyalarla
Önümüze bir bütün harita çıkardım…
Ben, Atatürk’üm öldüm – demiştim zaten –
İşte nutkumu da baştan sona okudum.
Öldüm ama gözüm arkada değil
Kitabım bir uzun bir güzel oldu
Hem ne iyi ettim, ne iyi ettim de efendiler
– Sonunda “EY TÜRK GENÇLİĞİ” dedim. –

Ne Mutlu Türküm Diyene

Mustafa Kemal, yüreğimdeki asi rüzgâr
Gözlerindeki ışıltıyla derin derin bakar
Bakınca yüreğimize sevgiyle
Çınlar haykırır gibi vatan özlemi yüreğimizden
İşte Atatürk geliyor! Afyon’dan Uşak’tan, Trablusgarp’tan
Binmiş bandırmaya geliyor Sivas’a Amasra’ya
İşte yanı başında
Erzurum’dan Erzincan’a işte yanı başında
Adana’da yüreğim bin bir parça
Sevgiyle akar yürekler sana
Verdiğin hediye miras bana
Türkiye Cumhuriyeti mirastır senden bana kalan tek hatıra

Hani gençler dedin ya evet maalesef Atam
Hükümet yaşlandı artık can çekişiyor
Ama arkadan gelen çocuklarımız sesinle
Çığlık çığlık seni haykırıyor

Dalgalandırdık al kırmızı bayrağımızı göklerde
İşte sesleniyoruz tüm dünyaya ‘’Ne Mutlu Türk’üm diyene’’
Zaferlerle dolu mazinin sayfalarına
Yazılacak Mustafa Kemal’in çocukları diye
Ey Yüreğimizin cengâver efendisi bu cumhuriyeti sen kurdun
Aldığımız mirasla Hedefe koşacağız Ata’m
İzindeyiz yürüyoruz ilk hedefimiz Akdeniz’dir diye
Ve oradan dünyaya sesleniyoruz ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’

Nasil Tarif Etsem

Nasıl tarif etsem sevdiğim seni?
Taze açmış gonca güle benzersin!
O şirin sözlerin büyüler beni,
Hoş sohbetli, tatlı dile benzersin!

Sarı saçın rengi açık kestane,
Bakışların beni etti mestane,
Yatsam dizlerine, işte hastane,
Sakın deme: “Yaban ele benzersin!

Randevu istesem, ayın kaçına?
Misafir et beni gönlün içine,
Desem de yakışır tel tel saçına;
Sazımdaki sırma tele benzersin!

Açıldı gerdanın göğsün göründü,
Söyle bu güzellik nasıl korundu?
Sandım İkizdağlar kara büründü,
Kar-beyaz yıkanmış tüle benzersin!

Servetim canımdır, sana ödeyim,
Yâr sana hûri mi, melek mi deyim?
Sana doyamadım, obur mu neyim?
Tereyağı, kaymak, bala benzersin!

Ellerin olup da olma yasaklım,
Aşkına düşeli kalmadı aklım,
Al elma yanaklım, kiraz dudaklım,
Güneşte kızarmış ala benzersin!

Gözlerin yıldızdır, kaşların hilâl,
Güneşi söndürür bu güzel cemâl,
Bu nasıl güzellik, söyle bu ne hâl?
Özel yaratılmış kula benzersin!

Bindebir’i yaktı, kavurdu aşkın,
Seni sevdiğimden olmasın kuşkun,
Kökten filizlenmiş taze bir ışkın,
Boyun bosun servi dala benzersin!

Kurtuluş Savaşi

Yokluğun eşiğindeydi,
Kararmıştı millet.
Atatürk güneş gibi,
Aydınlattı milleti.

Atatürk yılmadı, direndi.
Türk halkını yüceltmek için.
İlerletmek istedi,
Güzel bir ülke yaratmak için.

Her yeri sarmıştı düşman,
Başladı mermi sesleri.
Türk halkı azimle,
Ölümüne kadar savaştı.

Türk milleti savaşarak,
Dalgalandı al bayrak.
Atam sayesinde,
Kazandı bu ulu toprak.

Anadolu’ dan başladı,
Tüm dünyaya ulaştı.
Atam bize bu milleti,
Sevgisyle bağışladı.

Kara Denizden Esen Özgürlük

Sen,mutluluğun habercisi,
Doğumumun yıldönümü,
Anadolu’mu aydınlatan ışık,
Özgürlüğümle dalgalı Kara Deniz
Gizemli bir vapur açıldı
Adına tezat aksularına.
Samsun’dan yayıldı
Yıldızsız gecelere yakamoz ışıltıları.
Yarıldı gök kubbe
Dirildi, Çanakkale şehitleri.
Dökülen yaşlar dönüştü sevince.
Umutlar Kara Deniz’den de büyüdü
Gök uyudu, deniz uyudu
Uyumadı bir çif mavi göz
Uyutmadı vatan diye dizini döven analar.
El ele tutuştu, Anadolu’m,Trakya’m
Ankara’da birleşti kalpler
Dünya tanıklık etti
Türk’ün özgürlükle izdivacına
Evet dedi seçilmiş şahitler.
Kapattı defterini nikâh memuru,
Eğilmez başlar eğildi,
Atılan imzaya…
O an belirmişti yıkılacağı mâkus kaderin.
İlk kurşunla parçalandı ne emeller
Güven imana dönüştü göverip yüreklerde
O iman geri teptirdi
Ağır top güllelerini.
O imandı
Ateş salan yüreklere
ve
Kor gibi yakan, Ak Deniz emri.

Açılan bayrak peşinde koştu
İstiklâl adlı sevgiliye Sakarya
Silahsız nehirler aktı,
Lavlar peşinden üç bir denize.
Bandırma balinası dönüşüp
Mayıs,Nisan,Ekim yunuslarına,
Tek vücutta birleşti;
Ağustos kruvazörü.

Çorak topraklara işlendi
Bereket mayası.
Buğday değildi,bire bin veren!
Ulu çınarlar, koca çamlardı,
Ve onlardı
Yurdumu saran orman.

Sen, Mayıs vapuru,
Sen mavi, gözlü kaptan.
Sen tanrıdan bir lütufsun mill
etime Ey Samsun güneşi
Bilki seninle atar yürek
Bilki sen vatan demek

Haberin Olsun Bari

O masum hallerinle yapacağını yaptın
Kalbimi çaldığından haberin olsa bari!
Senin olsun istemem kapacağını kaptın
Dertlere saldığından haberin olsa bari!

Işığım nurum oldun pervane ettin beni
Sadece seni anan terane ettin beni
Feleğimi şaşırttın divane ettin beni
Aklımı aldığından haberin olsa bari!

Bana bilmece idin,görür görmez çözüldün
Yıllarca tanır gibi belleğime kazıldın
Hayatım alt üst oldu kaderime yazıldın
Ebedi kaldığından haberin olsa bari!

Aslı’ma dönmek varken sen çevirdin Kerem’e
Ayrılık dayanılmaz yakalandım vereme
Ya bu yolda ölürüm ya bakarım çareme
İlacım olduğundan haberin olsa bari!

Gençlige İthaf

Eski toprak üzerinde fideleriz yepyeni,
Hamurumuz ATATÜRK’ün mayasıyla yoğurulmuş,
Haksız yere,insafsızca gençlikleri ezeni
Ezmek için Gençliğimiz hak fikriyle doyurulmuş

Kemâl ‘lerin memleketi kemâllerle yücelir
Soyad almış Gençliğimiz kenisine KEMAL ‘i,
Gitse NAMIK,arkasından MUSTAFA’ları gelir,
Ülkü ülkü kalbe dolar her gidenin cemâli

Kılınç ile atılmıştır bu Vatan’ın temeli,
Fikir ile âsil Gençlik çatısını çatmıştır,
İcabında kılınç tutar kalem tutan bu eli
Esareti tokatlayıp,Hürriyeti tatmıştır

Genciz,artık içimizde ihtiyarlık kalmadı,
Vatan da genç şimdi ama idealler daha genç,
Milletimin ellerini tuttu Gençlik salmadı,
Hür değise fikir,Gençlik o memleket ne iğrenç!

Bekçisiyken biz VATAN ‘ın parolamız:İSTİKLAL,
Devrimlerde,fikirlerde önderimiz:ATATÜRK,
Şimdi bülbül oldu GENÇLİK olmayacak asla lâl
Bunu böyle bilsİn dünya zira bilir her GENÇ TÜRK

Dumanli 19 Mayis

Buldu düşman anadoluyu
insanlar ölüyor
bizler ağlar iken
düşmanlar gülüp eğleniyor.

Atatürk çıktı ortaya
düşmanlara manzara
kanlı karanlık günü
yaptı atatürk aydınlık.

Bu Gelen Bandırma Vapuru

Tekmil Anadolu ayakta,
Bu gelen Bandırma vapuru.
Mustafa Kemâl’in bakışı
Göklerden duru.
Boz kalpağın hele bir çıkarsın Mustafa Kemâl
Altın saçları pırıl pırıl uçuşur rüzgarda.
Mustafa Kemâl’in elbisesi
Rütbesiz, nişansız…
Ve avuçlarında
Kaderi yazılmış Türkiye’nin.
Karadeniz sereserpe uzanmış önünde
Bandırma vapuru yavaş yavaş yol alır,
Gazi Anadolu divan kurmuş bekleşir
Mustafa Kemâl geliyor.
Vapur yaklaşır, yaklaşır;
Secde eder dağlar taşlar.
Selam verir Gazi Anadolu’m;
Bandırma vapurunun içinde.
Güneşten süt emmiş
Bir sarışın kahraman var.
Mustafa Kemâl, ölümsüz kahraman,
Sen Samsun’a ayak bastığın an,
Al bir bayrak gibi açılıp rüzgarınla,
Dalgalandı vatan.

Boynumuzun Borcudur

Atamızdan bize emanet oldu bu vatan,
Onu ebedî yaşatmak boynumuzun borcudur.
Bil ki her zaman plân yapıyor düşman,
Vatanı korumak boynumuzun borcudur.

İnmesin, göklerde dalgalansın bayrağım,
Verilir mi şehit kanıyla sulanmış toprağım?
Ölürüm de bırakmam, burası benim yatağım,
Sancağı korumak boynumuzun borcudur.

Şerefsiz hayat için, bu toprağı satanlar,
Bu milletin içine fesat ruhu katanlar,
Bunu bize yakıştırır mı toprakta yatanlar?
Türklüğü yaşatmak boynumuzun borcudur.

Tarih okusun ki, mazimiz ne imiş görsün
Her bir kötülüğü kalbinden silsin,
Düşmanımız, Türk gençliği ne imiş bilsin.
Cumhuriyeti korumak boynumuzun borcudur.

Mehmed’im ne söylese hepsi haktır,
Cumhuriyetçi gençlikte hile yoktur,
Atatürkçü olanda vatan sevgisi çoktur,
Vatanı korumak boynumuzun borcudur.

Bir Kurtuluş Destanı

Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.

Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.

Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.

Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.

Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.

Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.

Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.

Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.

Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.

Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.

Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu “Kurtuluş Destanı”.

Bu “Kurtuluş Destanı”dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Baş Ögretmenim

Atatürk benim
Başöğretmenim
Ne öğrendimse
Ondan öğrendim

Baktım ki asker
Ben de askerim
Karsta Korede
Nöbet beklerim…

Baktım kürsüde
Nutuk söylüyor
Onun sesini
Dünya dinliyor

Ne heycanlı
Ne heybetli o
Türk tarihinde
En kutretli o

Çocuk kalbimle
ilk onu sevdim
atatürk benim
başöğretmenim..

Barişa Çagiran Bizi

Bir yanında aslan, bir yanda ceylan
Duruşun; barışa çağırır bizi.
Sevgi muhabbetle gönülde olan
Yarışın; barışa çağırır bizi.

Barış güvercini, dostluk elisin
Gönüllerde coşan sevgi selisin,
Hoşgörü âşığı Bektaş Veli’sin…
Görüşün; barışa çağırır bizi.

Göğüs gerdin yağan kar’a, doluya
Horasan’dan geldin Anadolu’ya.
Elini uzatıp cemde doluya,
Verişin; barışa çağırır bizi.

Bülbül şakır gibi gonca güllere,
Seninle can geldi yanmış küllere.
Kılıç kullanmadan tüm gönüllere,
Girişin; barışa çağırır bizi.

Kıymet verip müspet ilim, irfana
Vatana, millete, bir de lisana…
“Kâbe’m” diye secde kılıp insana,
Varışın; barışa çağırır bizi.

Yolundayım hiçbir zaman bezmeden,
Yüksel bir hiç imiş seni sezmeden…
Ezilsen de yine asla ezmeden,
Barışın; barışa çağırır bizi.

Bağimsizlik Ateşi

Dört bir yan düşman!
Dört bir yanda feryat üstüne feryat!
Ağlıyor anamız, bacımız, yarimiz!
Gözlerde umutsuzluk damlaları
Dillerde Amerikan mandası
Gözlerde korku dolu bakışlar
Özgürlük türkülerine hasret bir ulus

19 Mayıs günü, yeşerdi
Umut çiçekleri.
Karadeniz bahtını kara yapmadı,
Umut dolu bir avuç Türk’ün,
Vatan vatan diye, çığlık attı
Yürekleri.

Atam!

Çıkmıştı 19 Mayıs’ta Samsun’a
Ve bağımsızlık ülküsüyle selam verdi
Anadolu’ya.

Uyan ey Samsun uyan!
Uyan ey Türk milleti uyan!
Atam geliyor Atam!

Vatan vatan diye çığlık attı yürekler!
Kanımız daha bir hızlı aktı,
Daha keskin baktı gözlerimiz.
Bir ışık,
Bir inanç,
Yüreğimize;
Bir güç,
Yayıldı, kollarımıza, bileğimize!
Ve düştü yollara Anadolu
Düşmanı tepe tepe…

Atatürk Kurtuluş Savaşında

Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemâl Paşa’nın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in hâlini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemâl Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar.

19 Mayıs’ın anlamı

19 Mayıs bugün.
Tembellik yok bize.
Atatürk`çülere yani bize.
Kod adı:marş marş

Haydi gidelim arkadaşlar,
En iyi dostlar.
Duyulsun ayak seslerimiz bütün illerde.
Yani bütün Türkiye`de.

19 Mayıs Ve Türk

Türk’ün eşsiz güneşi,
Arasalar bulunmaz
Dünyada onun eşi.

Bütün yurt inliyordu,
Vatan gidiyor diye.
O sanki Türk yurduna
Gökten geldi hediye.

Samsun, Sivas demedi
Bütün yurdu dolaştı,
Türk’ün bu öz evlâdı
Vatanla kucaklaştı.

Bin dokuz yüz on dokuz
Türk’ün temel taşıdır.
Ardından gelen savaş
İstiklâl Savaşı’dır.

Temiz Türk gençliğine
Armağan olsun diye
Bu büyük ve şanlı gün
Bırakıldı hediye.
On dokuz Mayıs,
En yüce bayram.
Bize armağan,
Bıraktı Ata’m.

Sağız vatanca,
Kafamız zinde,
Tek bir kitleyiz,
Ata izinde.

Ata’yı sevmek,
Kutsal ülkümüz,
O’na benzemek,
Coşkun türkümüz.

Ata her yerde,
Yol gösteriyor,
Koşun güzele,
Bilime diyor.

Samsun’a O’nun,
Çıktığı bugün.
Vatanda düğün,
Çocuğum övün!

Bu şiirler, 19 Mayıs ruhunu yaşatmak ve Atatürk’ün gençlere olan güvenini hatırlatmak için yazılmıştır. Gençlik, bu bayramın en büyük kutlayıcısı ve taşıyıcısıdır!

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver!
Begen Mükemmel Haha Wow Üzücü Bu Ne?
Share